Sektördeki eğitmenlerin işlerini iyi yapabilmeleri ve sektörde ayakta kalabilmeleri açısından kendilerini geliştirmeleri büyük önem taşıyor. Farklı eğitmenlerle görüşme, fikir alışverişi yapma ya da organizasyonlarının dışında eğitimlere katılma ise her ne kadar çok önemli olsa da pek çok çalışan için bu etkinliklere zaman ayırmak çok zor olabiliyor. Bu yüzden okumalar ve ustaların videolarını izlemek daha kolay bir yol olarak tercih edilebiliyor. Burada da önümüze farklı bir problem, farklı bir sıkıntı çıkıyor. Çünkü okuyabildiğimiz, izleyebileceğimiz kaynakları Türkçe olarak edinmek gerçekten her zaman mümkün olmuyor. Türkçe kaynakların kısıtlılığı eğitmenleri yabancı kaynaklara, yabancı eğitmenlere yönlendiriyor ve eğitmenler bunlardan beslenmeye çalışıyorlar. Bu nedenle eğitimde yabancı kaynaklar ve dikkat edilmesi gerekenler konusunda bir yazı yazmaya karar verdik.
Yabancı kaynaklardan edindiğimiz bilgilerin eğitimlerimize uygulanması ise her zaman istediğimiz etkiyi yaratamayabiliyor. Çünkü tüm kaynaklar onu yazan kişinin kültürü ve yaşantısından izler taşıyor ve bunlar bizim yaşantılarımıza, iş yapma şeklimize ve organizasyon kültürümüze uymayabiliyor.
Geert Hofstede’nin kültür konusunda yaptığı araştırmanın giriş kısmında dediği gibi “Kültür karşılaştırmalı bir olgudur ve tek başına tanımlanması mümkün değildir.” Her kültürün kendine özgü farklılıkları ve özellikleri var, bu organizasyonel kültür için de geçerli. Peki beslendiğimiz kaynakları kendi kültürümüze, kendi organizasyonlarımıza nasıl uygulayabiliriz?
Uygunluğu Sorgulama
Eğitimde kullanmak üzere farklı metotlar veya öğrenme üzerine farklı bilgiler öğrenmek her zaman önemli. Daha önemli olan ise bu bilgileri ve yöntemleri nerede kullanabileceğimizin farkında olmak.
Öğrendiğiniz bilgilerin oturumlarınızda kullanılıp kullanılamayacağını sorgulayın, acaba bu metot benim katılımcılarımda işe yarar mı? Acaba benim kurumumun yapısı bu tarz bir eğitim tarzını destekler mi? Ya da bahsettiğim yönetim veya liderlik modelinin benim eğitim verdiğim kurumda herhangi bir karşılığı olabilir mi?Kullandığınız kaynaklardaki bilgiler köklü bir işletme için yazılmış ve siz bir start-up için çalışıyor olabilirsiniz. Ya da içeriğin yazıldığı kültürde organizasyonlarda çalıştığınız şirketten farklı bir hiyerarşi sistemi var olabilir, bu da bu yöntemlerin ve bilgilerin eğitimlerde istenilen etkiyi yaratmamasına sebep olabilir. Eğitimde yabancı kaynaklar araştırırken yukarıdaki noktalara odaklanmak ve sizin kurumunuza uygun olanı bulabilmek önemli.
İçerik Değiştirme
Kendimizi beslediğimiz yabancı kaynaklar çoğunlukla kendi katılımcı kitlelerinin daha rahat anlaması ve daha dahil hissetmesi için kendi kültürel perspektiflerinden bazı örnekler ve olaylar sunarlar. Bu örnekler veya olaylar o katılımcı grubuna ya da kültüre fazlaca şey ifade etse de farklı kültürden birisine hiçbir şey ifade etmeyebilir. O yüzden verilen örneklerin ve olayların eğitmen tarafından iyi anlaşılıp yerelleştirilmesi büyük önem taşıyor. Verilen örneklere benzer olayların ülkemizde benzeri var mı? Eğer gelenekler ya da kültürel bir örnek kullanılmış ise, bunun benzerini herkesin anlayacağı bir şekilde aktarabilir miyim? Bu kısım diğerlerine göre daha fazla emek isteyen ve genel kültüre ihtiyaç duyulan bir kısım gibi görünebilir ama iyi bir araştırma ile uygun hikayeler ve örnekler bulmak mümkün.
Dilin Uygun Kullanımı
Gerek hazırlık gerekse yöntem olarak eğitiminize, kurum kültürünüze ve katılımcılarınıza uygun bir yabancı kaynak buldunuz ve altın değerinde olduğunuz hissettiğiniz bu kaynağı eğitiminizde kullanmak istiyorsunuz. Örnekleri ya da olayları da yerelleştirdiniz, peki ya sonra?
Burada kullandığınız dilin önemi devreye giriyor. Çeviri kaynak kullanırken ya da orijinal kaynağı çalışmalarınızda katılımcılara aktarırken dilinin sade ve Türkçe olduğundan emin olun. Katılımcı kitlesi yeni öğrenmeye başladığı ya da ilgi duyduğu bir konu konuşulurken yarısında bir dil diğer yarısı başka bir dil kullanıldığında odaklanmakta güçlük çekecektir. Kaynağı mümkün olduğunca Türkçeye çevirmeli ve katılımcıların bilmediği yabancı kelimelerin kullanımından kaçınılmalıdır. Bu mümkün değilse kullanılan her yabancı kelimenin anlamı katılımcılara paylaşılmalıdır.
Herkesin ortak kullandığı bir dilde bile pek çok konu yanlış anlaşılırken, kimsenin hâkim olmadığı bir dilde kelimeler kullanmak, konunun yanlış anlaşılmasına sebep olabilir.
Kaynak Belirtilmek
Bu kısım aslında çok basit. Hangi kaynak kullanıldıysa gerek materyal üzerinde gerek eğitim sırasında/sonrasında bu kaynaklar katılımcılara belirtilmelidir. Kaynakları belirtilen bilgilerin hem güvenilirliği artacaktır hem katılımcılara merak ettikleri konularda daha derine inme fırsatı verecektir. Eğitimde yabancı kaynaklar belirtilirken kaynağın hangi noktasından yararlandığınızı bahsetmeniz önemli. Ayrıca uzun uğraşlar sonucunda tasarlanan eğitimler ya da kaynakların tasarımcılarının, yazarlarının hakkını vermek, maddi olmasa da bir emek takdiri olarak hoş bir davranış olacaktır. ?
Comments